Rakamlardan Çok Daha Fazlası: Türkiye’nin Gerçek Ekonomisi Ekonomiyi sadece dolar kuru veya Borsa İstanbul’un puanlarıyla anlamak mümkün değil. Esas mesele, o rakamların halkın cebine, mutfağına ve hayatına nasıl yansıdığıdır. Bugün Türkiye’de yaşanan tablo, ekonomi kitaplarının satırlarından değil, pazardaki fiyat etiketlerinden okunuyor.
Resmî Kur ile Sokak Arasındaki Uçurum TCMB’nin dünkü kapanış verileri dolar için 34,12 TL, euro için 36,85 TL gösteriyor. Ama Kapalıçarşı’ya indiğinizde gerçek değişiyor: Dolar 34,55 TL, euro 37,20 TL. Bu fark, sadece matematiksel bir makas değil; aynı zamanda halkın devlete duyduğu güvende açılan derin yaradır.
Altının Çığlığı, Pırlantanın Sessizliği Gram altın 5.143 TL, çeyrek 8.384 TL, cumhuriyet altını 16.550 TL. Halk tasarruf için hâlâ altına koşuyor. Pırlanta ve elmas ise varlıklı kesimin yeni sigortası haline geldi. Lüks gibi görünen bu taşlar artık ekonomik istikrarsızlığın simgesi oldu: ‘Paramı TL’de tutarsam eriyor’ diyenler çareyi taşta arıyor.
Direksiyonun Bedeli: Depo Doldurmak Hayal Oldu İstanbul’da benzinin litresi 43 TL, motorin 44,5 TL, LPG 22 TL. Artık arabaya binmek keyif değil, lüks oldu. Akaryakıt sadece araç sahibini değil, sofradaki domatesi de etkiliyor. Mazot zamlandığında tarladan çıkan ürün hale, halden pazara katlanarak geliyor.
Faturalar Daha Gelmeden Yakan Doğalgaz BOTAŞ tarifesi: Konut için 4.080 TL, sanayi için 8.120 TL, elektrik üretimi için 8.550 TL (1000 Sm³). Henüz yeni bir zam açıklanmadı ama dövizdeki her kıpırdanma doğalgaz faturasına yansıyor. Daha kış kapıdayken, halk ‘Nasıl ısınacağız?’ korkusuna kapıldı bile.
Borsa İstanbul: İvme Var, Güven Yok BIST 100 endeksi bugün 11.394 puan seviyelerinde. İşlem hacmi 95 milyar TL civarında. Fakat yabancı yatırımcı hâlâ ortada yok. Çünkü sermaye yalnızca kâra değil, şeffaflığa ve öngörülebilirliğe de bakar.
Sarayın Söylemleri, Mutfağın Gerçekleri Cumhurbaşkanlığı ‘yatırım ortamını iyileştireceğiz’ diyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı ‘vergi reformu’ vaat ediyor. Enerji Bakanlığı ‘Karadeniz gazı devreye girdi’ açıklıyor. Fakat emekli pazarda yarım kilo sebze alırken, bu açıklamaların bir karşılığı kalmıyor. Kâğıt üstünde umut var, mutfakta yangın sürüyor.
Orta Direk Tarih Oldu Memurun maaşı kiraya yetmiyor. Emeklinin maaşı faturayı ödemeye bile zor yetişiyor. Pazar filesi boş, market rafları cep yakıyor. Bir kilo meyve almak lüks, temel gıda ürünleri ulaşılamaz hale geldi. Orta sınıfın sırtı kırıldı; artık ya dar gelirli var ya da çok zengin.
Yatırımcı Neden Gelmiyor? Çünkü güven yok. Uluslararası raporlar aynı şeyi söylüyor: ‘Türkiye potansiyelini kaybetmedi ama güven tesis edilmeden sermaye gelmez.’ Yatırımcı öngörülebilirlik ister; kuralların sabah değiştiği, verginin gece yarısı arttığı bir ülkeye sıcak para akmaz.
Türkiye’nin Yolu: Ya Cesur Reformlar ya Derinleşen Kriz İhracat rakamları artıyor gibi gösteriliyor ama ithalat makası kapanmıyor. Turizm sezonu bitti, kışın gelirler düşecek. Savunma sanayisi ihracat artışı umut verse de otomotiv sektörü kan kaybediyor. İşsizlik resmi tabloda düşük görünse de gençler işsiz, nitelikli beyinler göç ediyor.
Son Söz
Ekonomi rakamlardan ibaret değildir. Asıl gerçek, halkın mutfağındadır. Bugün yapılması gereken şey, şeffaf, adil ve cesur politikalarla vatandaşın güvenini yeniden kazanmaktır. Bu yapılmadığı sürece, Türkiye sadece rakamlarda değil, umutlarda da kaybetmeye devam edecektir.
23 Eylül 2025 Ekonomi Yorumu
23 Eylül 2025 Ekonomi Yorumu
HABER 41 | Kocaeli Güncel Son Dakika Haberler HABER 41 | Kocaeli Güncel Son Dakika Haberler
Ekonomi
Yasin Kalafatoğlu’nun Kaleminden 23 Eylül 2025 Ekonomi Yorumu
Paylaş: