Parçaları birleştirmenin kaba tabiri olarak yine “Doğu Bloku, Batı Bloku’nun İç Hesaplaşmalar Sahası” durumunda bedeller ödemeye devam ediyor demek yerinde olur. Genelde Küresel Dengeyi satrancın “Şah’ı” olarak hesaplayıp yapılan hamleleri “Şah – Mat” hesabına göre kurgulayıp analiz ediyoruz.
Gözden kaçırdığımız bir şey var. “Şah Oyuncunu Piyonu” ve Küresel Güç kendini satranç masası olarak tanımlıyor.
Birkaç adım geriye gidelim...
Suriye’de ki “Kimyasal Bomba” operasyonu üzerinden AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, “Suriye Rejimini” sorumlu tutuyor, İngiltere bu operasyondan “Rusya’yı” suçlu buluyordu. BM liderlerinin gayri ciddi pozlar vererek yerden göğe kadar lakayt tavırlar ile gerçekleştirdiği toplantı ve ABD’nin dağları taşları bombalaması ne ölen sivillerin ne de kimyasal silahların kimsenin umurunda olmadığını gösterdi.
Irak’ta yaşanan “Bayrak Krizi de” aşağı yukarı Suriye’de ki kimyasal bombalar ile aynı değer derecesine sahipti. Çok önemliydi, bir anda gündemde ağırlık sırasını kaybetti.
Ardından en büyük gerginliğin yaşandığı Kore – ABD gerilimi geldi. Neredeyse cepheler taarruza hazır hale gelmişti ki “Trump – Kim Jong Un” ikilisi çıkıp kürsüden dünyayı trolledik demedikleri kaldı ve geri çekildiler.
ABD’nin Afganistan’da gerçekleştirdiği “A GBU-43/B (MOAB)” bombası denemesi de Beşar Esad’ın Suriye’de YPG’ye “Özerklik Vermesine” dair açıklaması da çok büyük gelişmelerdi.
Bütün hamlelerin nihayeti gösterdi ki “Güç Kırma” oyunları diye tabir ettiğimiz adımların ardından yaşanan bu gelişmelerde kim kiminle nasıl pozisyon alıyor, hangi kutuplar arasında nasıl etkileşimler doğuyor. Kısaca, “İttifak – Müttefik Dengeleri” muhtemel hamlelerde çıkar ilişkilerinde nasıl reaksiyonlar doğuruyor.
Ortadoğu’da “Eyalet Devletleri ve Akdeniz” üzerinden yapılacak olası operasyonların reaksiyonları ve tarafları belli oldu. ABD’nin küreselci ve ulusalcıları da duracağı yeri belirledi. Ve, Uzakdoğu’da “Çin Dengesi” ve çevresinin de muhtemel krizlerde reaksiyonları netleşmiş durumda.
Bundan sonra tatbikatlar azalacak ana hamleler artacaktır…
Rusya büyük operasyon çekilen ülke pozisyonunda. Ne Uzakdoğu’da, ne Orta Asya’da, ne Suriye’de ne de Avrupa’da politik temaslarda dikiş tutturmasına izin verilmiyor. Kime yakınlaşsa ya o ülkede ya da kendi topraklarında “Bombalı – Silahlı” mesajlar veriliyor. Eyalet ülkeleri projesi listesinde Rusya’da var. Trump, May ve Erdoğan ile ittifakını kırmaya çalışanlar Fransa üzerinden çekilen operasyonda “Yalnız Rusya” hamlesine bir adım daha geliştirdi. Etkin Rus – Türk ittifakının da kırılması için Anadolu’da da bir operasyon çekilir mi bunu yakın zamanda göreceğiz.
Rusya, Küresel Denge karşısında mukavemet gösterip tekrar ittifak rayına dönebilir mi? Putin’in mahareti ve varsa Trump – May – Erdoğan ittifakının “B Planına” bağlı ki bu ittifakın da geleceği Küresel Denge’nin “Savaş – Barış” politikası ile orantılı…
Türkiye referandumun üzerinden geçen sürede yeniden dengelerin netleşeceği süreç henüz oluşumunu tamamlamadı, tamamlanmaması için büyük gayret gösteriliyor.
Bir yandan Finans Güçleri devreye girip Türkiye’nin notunu yükseltiyor, diğer yandan Finans Baronları metropol şehirlerin sokaklarında operasyonlar çekiyor. Politikanın lokomotifi “CHP – MHP – AK Parti” üçlüsünde de küreselciler ile ulusalcılar açık cephe ilan etmiş durumda. Her partide “Pentagoncu / FETÖcü” vekiller geri dönüşü hukuken imkânsız referandum “iptal / tekrarlansın” hareketi ile mevcut dengelerini ve güçlerini koruma hesabındalar.
Ak Parti’de yasal yolun açılması ile “Erdoğan’ın” tekrar parti üyesine dönüşü tabandan tavana büyük bir revizyona gebe. “Bahçeli’nin” MHP’de aynı revizyonu yapabilme gücü ne kadar var, o şimdi belirsiz. Önümüzdeki süreci milliyetçilik bazlı hareket ile rayına oturtabilir mi? Muamma. CHP’nin tabanı ile çatışmaya girmemesi için hem içeride hem de dışarıdan gelen destek ile verilen mücadele tabanı büyük bir hata ve yanılgı silsilesi ile susturmuş durumda. “Kılıçdaroğlu” sadece bir isim, gider veya kalır. Önemli olan sistemin organizatörünü görebilmek. CHP tabanının eline tarihi bir fırsat geçti, küreselcileri tasfiye edip ulusalcı isimleri partiye kazandırılamazsa tarih olacaklar.
Küreselci politikacılar ve medya birlikte “Cambaz İpte Oynayarak” Türkiye içinde satranç masasının ayağının tökezlememesi için sokaklardan payanda devşiriyor…
Unutmayalım ki!
Başka bir ülkenin veya dengenin hamlesi bizim kârımız veya kararımız değildir. Uluslararası ilişkilerde düşmanımın düşmanı dostumuz olamaz, yolda çıkar ortaklığından ileriye gidilemez. Asla menzil ortaklığı söz konusu değildir…