banner48

Değerli Kardeşlerim, 
Ülkemizin yetmiş yıllık geçmişini çok iyi bilen biri olarak bu yazımı okumanızı hasseten rica ediyorum. Ben Van Erciş ilçesine bağlı eski ismi Hargin köyü, yeni ismi Alkanat mahallesi olan yerde 1946 yılında doğdum. Yetmiş yıllık geçmişimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Çocukluğumu yaşadığım mekanın İlçe merkezine yürüme mesafesi yarım saat sürmektedir. Köyümüzde Okul yok. Yol yok. Elektirik yok. Su yok. Evlerimizde Tuvalet yok. Banyomuz Yok. İlçemizde Doktor yok. Hastane yok. Ulaşım araçları yok. İlkel bir yaşam içindeyiz. Hastalarımız kaderine terk edilmiş. Ben dört yaşında iken annem doğum yaparken kan kaybından vefat etti. Merkez köylerimiz bu durumda ise, merkeze uzak köylerin durumunu da siz düşünün. Devletin bakışı ise, ölen ölür kalan sağlar bizimdir. Devlet, vatandaşın çocuklarını askere alan, vatandaştan vergi alan, vatandaşını adam yerine koymayan, gerektiğinde iki Jandarma ile bir köy halkını dipçikleye dipçikleye merkeze alan, vatandaşına zorbalık eden silahlı, güçlü bir yapının adıdır.
1963 yılında Ankara'ya geldim. Dikmen semtinde bir gecekonduda kalıyordum. Yaşantımda herhangi bir değişim olmadı. Sadece mekan değişikliği oldu. Erciş'deki yaşantıyı Ankara'ya taşıdık. Tek farkı okulların oluşu. Doktorların ve hastanelerin oluşu. Bunların içnde yalnızca okullardan yararlanma imkanımız vardı. Doktor ve hastane gibi imkanlardan paramız ölçüsünde ya da sosyal güvencemiz var ise yararlanabiliyorduk. Paran yoksa, sosyal güvencen yoksa, Dokturda yok. Hastane de yok. Ankara ve benzeri batı illerindeki hizmetleri Doğu illerinde görmek mümkün değildi. Bundan rahatsız olmuştuk. Doğu illerine hizmet gitmiyor. Kürtleri ikinci sınıf vatandaş gören bu anlayışa karşı tepkiliydik. Ünversiteli Kürt gençleri olarak bu tepkimizi örgütlü bir yapıya dönüştürmeye karar verdik. Devrimci Doğu Kültür Ocaklarını kurduk. Kürtlerin ekonomik ve demokratik haklarını savunmaya başladık. Çok etkili ve ciddi bir muhallefet oluşturduk. Biz o dönemde Kürt olduğumuzu söylemekten korkardık. Apo: "Kürtlerin kurtuluşu namlunun ucundadır" diyordu. Devlet kurumlarının desteği ile PKK kurularak bizim tasfiye edilmemiz sağlandı. Sonra da yetiştirdikleri canavar, kendilerini yemeye başladı.
Apo ve PKK yönetimi Suriye'ye yerleştikten sonra, Ermeni terör örgütü Asala ile bütünleşerek, Kürtlerin temsilcisi maskesi ile on binlerce Kürt halkını insafsızca katletmiştir. Bu alçak, Kürt ve Türk düşmanı örgütün siyasi temsilcileri olan HDP ve yeni adıyla Yeşil sol partisi tarafından kandırılan kardeşlerimizi uyarmayı bir görev saymaktayım. Geçen genel seçimden bu yana bir çok kardeşimiz bu alçakların güdümünden kurtulmuş olmalarından da çok mutlu olduğumu ifade etmek isterim. İnşallah diğer kardeşlerimiz de yakın bir gelecekte doğruyu görerek bu ihanet yapısından bir an önce kurtulurlar.
Değerli kardeşlerim, bu Devletin tek partili sistemi Kürtlere faşizan baskılar uygulamıştır. Haksızlıklara karşı direnen, baş kaldıran yüzlerce Kürt idam edilmiştir. Zilan Deresi isyanını araştırın. Orada Devlete karşı bir isyan yoktur. Devlet görevlilerinin haksız ve ahlaksız davranışlarına karşı bir baş kaldırıdır. Bunu Devlete karşı Kürt isyanı diye lanse ettiler. Onlarca insan idam edildi. Dersimde Kürtlere kitlesel katliam yapıldı. Bu katliamları yapanların torunlarını baş tacı ettiniz. Yazıklar olsun. Celladınıza aşık olmuşsunuz. Nasıl böyle körü körüne katliamcıların torunlarına destek olabilirsiniz. Lütfen yazdıklarımı araştırın. Diyarbakır'da Dersim'de bir çok Doğu ve Güneydoğu illerimizdeki seçim sonuçlarını hiç bir koşulda Kürt kardeşlerime yakıştıramadım. İnşallah Kürtler bu büyük yanlışlarından bir an önce döner ve doğru karar verirler. Özet olarak dünü anlatmaya çalıştım. Bu günü de anlatarak yazımı sonlandıracağım.
Oy kullanmak için Ercişe gittim. Benden iki yaş küçük olan kız kardeşimin evinde kalıyordum. Kaymakamlıkça görevlendirilen dört kişilik bir temizlik ekibi kız kardeşimin evini temizlemeye geldiler. "Ne bu?" diye sordum. Kardeşim her ay gelip evimizi temizler ve perdelerimizi yıkayarak takarlar dediler. "Yalnız senin evine mi geliyorlar?" diye sordum. Yok dedi tüm yaşlıların evleri ayda bir temizlenir. Yeğenin engellidir. Karısı da engelli maaşı alıyor." 
Yaşlıya bakım parası alıyorlar. Yaşlılar yaşlılık maaşı alıyor. Hiç kimse aç ve açıkta değil. Devlet her vatandaşın hem anası hemde babasıdır. Kürtler adam yerine konuluyor. Birinci sınıf vatandaş konumunda. Batıda ne hizmet varsa Doğuda aynı hizmet eksiksiz vardır. Kürt demekten korkardık. 1980 yılında Kürtçe konuşma yasaklandı. Çocuklarımıza Kürtçe isim koyamazdık. Bu gün Erdoğan'ın sayesinde Kürtçe televizyon, radyo ve yazılı basının tamamı ile Kürt dili ve kültürü koruma altındadır. Tam bir sosyal Devlet anlayışı içinde hizmetler sunuluyor. Hastane, okul, Ünversiteleri olmayan hiç bir doğu ili yoktur. Yollar, hava alanları, Barajlar ve doğalgaz hizmetleri en ucra köşelere ulaşıyor. Bir hasta ihbarı alındığında uçak ya da Helikopter amblulans anında devreye giriyor.
Bunları görmemek için ya kör olmak lazım. ya da nankör olmak, hain olmak lazım. Kürt nankör de olmaz Hain de olmaz. Ancak kandırılır. Şimdi bu kandırılmış kardeşlerimden ricamdır. Lütfen bu yazdıklarımı araştırın. Tarafsız bir şekilde değerlendirin. Şapkanızı önünüze koyarak bir düşünün. Nereden nereye geldiğimizi. Bu ülkede Kürt sorunu yoktur, PKK sorunu vardır. Çocuklarımızı bir an önce bu alçak örgütün pençesinden kurtaralım. Türkiye bizim ülkemizdir. Bizim vatanımızdır. 
Bu anlayış doğrultusunda tüm Kürt kardeşlerimi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. Allah hepimizin yardımcısı olsun.
                                       

                                                                                                           İDRİS ORTAKAYA

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.