Doğa, öyle mükemmel bir denge üzerine inşa edilmiş ki, bu dengeyi bozmaya çalışanlardan mutlaka intikam alır. Yaratılmış tüm canlı varlıklar bir sebebe bağlı olarak yaratılmıştır.. Her canlının görevleri vardır. Sebepsiz yere hiç bir canlı yaratılmamıştır.
Varlıkların en mükemmeli olan insana da ''eşrefi mahlukat'' denilmiştir. Yaratılmışların en şereflisi yani, Yüce yaradan insanı şerefli bir mahluk olarak yaratmış, ancak şerefli ya da şerefsiz yaşamı seçme iradesini de kendisine vermiştir.
Doyumsuz, bencil, aç gözlü ve dünyayı verseniz doyuramıyacağınız şerefsiz mahlukların dünya yönetiminde egemen durumda olmaları, doğanın dengesini bozarak, dünyayı yaşanamaz hale sokmalarıyla sonuçlanmıştır. Yangınlar söndürülemiyor, sel felaketleri önlenemiyor, depremler yıkıp yok ediyor. Doğal felaketler başta mazlum ve zayıflar olmak üzere, tüm dünya için güvenlik sorunu haline gelmiştir.
Aslında bu vahim durum için Cenab-I Allah, Yüce Kitabında bizi açıkça uyarmıştır:
‘’İş başına geçti mi yeryüzünde bozgunculuk çıkarıp, ekini ve nesli yok etmeye çalışır. Allah, bozgunculuğu sevmez.’’ Bakara 205
Bugün dünyaya Hıristiyan ve Yahudi kökenli Batılı sistemler hakimdir. Bunlar, doğru bir Allah ve Peygamber inancına sahip değiller. Bu yüzden sadece güce inanıp, ona tapıyorlar. Madde, para onların dini-imanı olduğu için çevreye, insanlığa zarar veriyor, kirletiyor, mahvediyorlar.
Örnek vermek gerekirse Batılı gavurlar menfaatleri için atom ya da hidrojen bombası atarak bir şehri, yüzbinlerce insanı bir anda yok edebiliyorlar. Halbuki İslam’da canın korunması esastır..Bırakın toplu katliamı, tek kişinin canına bile kastedilemez.Menfaatleri için binlerce insanı yaşlı genç demeden çoluk çocukla beraber gözlerini kırpmadan öldürebiliyorlar. Batılılar bitkilerin, gıdaların, hayvanların genetiğini bozuyorlar..Daha çok kazanmak için Allahın yarattığı canlıların kimyasını bozup, zararlı hale sokmuş oluyorlar..
Sanayileşme ya da daha çok kazanma amacıyla geleceğimizi yok edip, doğayı tahrip ediyorlar. Vakitlerini boş işlerle çar-çur etmelerini, yüksek değerlerden, karakterden, imandan yoksun yetişmelerini sağlıyorlar..
Bugün sadece müslümanım diyenler değil bütün insanlık İslama, İslam’ın amaçlarının gerçekleşmesine muhtaçtır..İnsanlığın kurtuluşu İslam’dadır.. Halbuki eşrefi mahlukatı ve diğer canlıları öldürmek ve yok etmek için ayrılan bütçenin yüzde biri ile bile, dünyada var olan tüm canlı varlıklar, yaşama şansına ulaşabilirler. Her gün binlerce insan açlıktan ölmektedir. Bunu önemsemeyen şerefsiz mahlukat, daha fazla insan ve canlı öldürmek ya da yok etmek için dehşet verici silahlar, bombalar, araç ve gereç üretimini tercih ediyorlar. Kendilerini bir bok zan eden bu şerefsizler, kainatın sahipsiz olduğuna inanıyorlar. Allah’ın izni olmadan bir çöp dahi yerini değitiremez bilincinden yoksundurlar. Bir yangını dahi söndürebilme gücüne sahip değildirler. Sel felaketini önleyebilme göcünden mahrumdurlar. Doğa felaketleri karşısında atom bombaları, uçakları, ihaları, sihaları bir boka yaramıyor. Buna rağmen yaratan ve yaşatanın sadece Allah olduğunu bir türlü anlamak istemiyorlar.
Tüm Dünya ülkelerinin birinci hedefi savunma sanayi konusunda güçlü olmaktır.İnsanlar bu yarışmaya mecbur bırakılıyor. Ya güçlü olacaksın ya da silinip yok olacaksın. Bu nedenle vatandaşlarının rızkının büyük bir bölümünü savaş araç gereçleri için ayırmak zorundadırlar. Ülkemiz de mecburen böyle bir yarışın içinde yerini almıştır. Değerli arkadaşım Ahmet Ali Baltacı bana bir mesaj atarak, yangınlarla ilgili rahatsızlığını dile getirdi. Bu yangınların söndürülebilmesi için teknik anlamda bir takım yeni çözümlerin olabileceğini ve bunların hayata geçirilmesinin lüzumunu vurguladı. Örneğin bir kilometre, iki kilo metre ya da daha fazla bir mesafeye buz kurşunları atabilen, su atabilen buz ve su tabancaları üretilmelidir diyor. Su atan makinalar ve buzdan mermiler yapalım. Pinomatik, hidrolik bir şekilde yangına uzak mesafeden yağdıralım.
Bu değerli arkadaşımın önerisi bence de çok mantıklı. Ben, bu mantıklı öneriyi yazıya dönüştürerek başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Tarım ve Köy İşleri Bakanımız, Sanayi Bakanımız, iş adamlarımız ve teknoloji ile ilgilenen herkese acil bir çağrıya dönüştürüyorum.
Lütfen, lütfen bu değerli öneriyi dikkate alınız.
Saygılarımla
İDRİS ORTAKAYA