Rasim Kırveli'den Açıklama

Tüketici Hakları Derneği Körfez Temsilcisi Orman Endüstri Mühendisi Rasim KIRVELİ, 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası münasebetiyle organ bağışının önemine değindi. ‘’Türkiye’de tedavileri yalnızca organ ve doku nakliyle mümkün hastaların sayısı giderek artıyor.

banner96

Rasim Kırveli'den Açıklama

Tüketici Hakları Derneği Körfez Temsilcisi Orman Endüstri Mühendisi Rasim KIRVELİ, 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası münasebetiyle organ bağışının önemine değindi. ‘’Türkiye’de tedavileri yalnızca organ ve doku nakliyle mümkün hastaların sayısı giderek artıyor.

06 Kasım 2017 Pazartesi 11:48
Rasim Kırveli'den Açıklama
banner22

 Tüketici Hakları Derneği Körfez Temsilcisi Orman Endüstri Mühendisi Rasim KIRVELİ, 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası münasebetiyle organ bağışının önemine değindi. ‘’Türkiye’de tedavileri yalnızca organ ve doku nakliyle mümkün hastaların sayısı giderek artıyor. Bu artışla birlikte organ ve doku naklinin önemi de artıyor. Bu konuda birçok çalışma yürütülüyor, özellikle de bilinçlenme  yönünde...

”Organ bağışı hayat kurtarır” sloganını hepimiz duyuyoruz. Peki organ bağışı nedir, neden bu

kadar önemlidir? İşte bu soruların cevabını tam anlamıyla öğrenmeliyiz ve ona göre kararlar almalıyız.

Organ bağışı nedir?

Organ bağışı, kişinin hayatta iken, serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku

ve organlarınızın başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin verilmesidir. Artık yaşarken de bazı

organlar bağışlanabilmektedir.

Yaşarken yapılabilen organ bağışlarında böbrek ilk sıradadır. Vücudumuzda çift böbrek

bulunduğu için, bir tanesi bağışlandığında diğer böbrek işlevini kaybetmez. Karaciğer de yaşarken

bağışlanabilir. Yüksek oranda kendini yenileme özelliği olan karaciğerin tamamı bağışlanamaz. Ancak

karaciğerden bir parça bağışlanabilir.

Organ bağışını yaşarken yapmak isteyen kişilerin 18 yaşını doldurmuş olması ve karar

verebilecek yeterlilikte olması gerekmektedir. Bağış yapan kişiye, yapılacak müdahalenin şekli, olası

tehlikeleri, sağlığına şimdi veya daha sonra gelebilecek olan zararlar konusunda bilgilendirilmelidir.

Bilgilendirmeyi yapan kişi bir doktor olmalı ve başka bir doktorun da bulunduğu bir ortamda bu

bilgilendirme yapılmalıdır. Eğer bağış yapacak kişi tüm bilgilendirmelerden sonra da bağışı yapmakta

kararlıysa, organlarını yaşarken de bağışlayabilir.

Organ bağışı yapıldıktan sonra sadece bir yoğun bakım ünitesinde beyin ölümü (tıbben

yaşamın sona ermesi) kararı alınması halinde organlar kullanılmaktadır.

Diğer ölüm hallerinde organlar alınmaz. Organ bağışı bazen görmeyen bir insanın görmesini

ya da hayatını diyaliz cihazına bağlı olarak sürdüren bir böbrek hastasının hayata dönmesini sağlar.

Kimler bağışta bulunabilir?

1979 tarih ve 2238 sayılı yasa gereği organ bağışının yapılabilmesi için 18 yaş veya üstünde

olup akli dengesi yerinde olan herkes sağlık Müdürlüklerine, hastanelere, organ nakliyle ilgili

dernek ve kuruluşlara başvurarak, doku ve organ bağış belgesi alabilir.

Organ bağışı yapıldığı mutlaka yakınlara da bildirilmelidir. Bunun nedeni; bir kişide beyin

ölümü gerçekleştiğinde akrabalarının organ bağışı konusunda karar vermelerinin

istenmesidir.

Bağış yapan kişi sonradan fikrini değiştirirse, bağış kartını yırtıp atması ve bu karar

değişikliğini aileye bildirmesi yeterlidir.

Hangi organlar bağışlanabilir?

Tıptaki gelişmelerin bugün geldiği noktada, insan vücudunun birçok organı nakil

edilebilmektedir.

Bağış yapılabilecek organlar düşünüldüğünde,

sadece ölümden sonra bağışlanabilecek organlarla, yaşarken de bağışlanabilir organlar

arasında bir ayrım yapmak gerekiyor.

Yaşarken bağışlanabilir organlarda, yaşayan bir insan,diğer bir insana gerekli olan organı

veya hücreyi bağışlar. Bu organlar çift veya tabaka halinde olan veya kendini yenileme

özelliğine sahip olan organlardır. Örneğin; böbrek, karaciğer ve yenilenebilir özelliğe sahip

hücreler veya kan, ilik ve üreme hücreleri gibi dokular.

Burada bağış yapanın yaşından ziyade organın durumu çok önemlidir ama genelde 70 yaş

üstündekilerin organları nadir durumlarda alınmaktadır.

Ölümden sonra bağış kabul edilebilecek organlar ve dokular; pankreas, damar, bağırsak,

kulak kemikçikleri, deri, kalp, kalp kapakçıkları, gözün saydam tabakası, kemik dokusu,

kıkırdak dokusu, karaciğer, akciğer, böbrek, kas ve beyin zarının bir kısmı.

Herkes organ bağışında bulunmalı, yakınlarını bu konuda bilinçlendirmeli ve ancak bu sayede

ihtiyacı olduğunda organ bulabileceğini bilmelidir.

Birçok hasta bağışlanmış bir organ için beklerken ölmektedir. Bağışlanmış bir organ, başarılı

bir nakilden sonra, gerçek bir yaşam armağanıdır.

Organ bağışının tarihi

Eski mitlere göre milattan önce 5. yüzyılda bir insandan başka bir insana doku ve organ nakli

yapılmıştır. Milattan sonra 3. yüzyılda ise hekimliğin koruyucu azizleri olarak bilinen Aziz

Cosmas ve Aziz Damian, bir bacağını kaybeden misyoner Jakobus von Voragine’e, ölen

siyahi bir kişinin bacağını nakletmişlerdir. Bunlar yine söylenti veya efsanelerdir.

Organ bağışının tarihi 17.

yüzyıla dayanıyor diyebiliriz. Bu yüzyılda ilk deri nakli denemeleri yapılmıştır. 1883 yılında

ise zarar görmüş iç organların nakli ile ilgili denemeler yapıldı. 20. yüzyılda, birbirlerinden

habersiz olarak iki bilim insanı, köpekler üzerinde iç organların yerlerini değiştirme

denemeleri yapmışlardır. İnsanlar üzerindeki ilk deneme ise, 1916 yılında Fransız Mathieu

Jaboulay tarafından yapıldı. Fakat bu denemede hayvan organları kullanıldığı için deneme

başarısız oldu.

İnsan vücudu organ bağışında diğer organı reddedebilir ve nakil ölümle sonuçlanabilir.

Geçmiş yüzyıllarda da ilk denemeler hep kötü sonuçlanmıştı. Bilim insanları da vücudun

direnç göstermesinin önüne geçememişlerdi. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Amerika’da

denemeler yapılmaya başlandı. 1942 yılında ise İngiliz zoolog Sir Peter Brian Medawar,

vücufun organı reddetme sebebinin bağışıklık sistemi ile ilgili olduğunu yazmış ve bu tespiti

ile Tıp Nobel Ödülü almıştır.

İlk ölümle sonuçlanmayan başarılı böbrek nakli, 1954 yılında Şikago’da Dr. Joseph Murray

tarafından yapıldı. Nakil yapılan kişiler birbirinin tek yumurta ikizi olduğu için vücut organı

reddetmedi ve hasta hayatta kaldı.’’

banner44
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
banner52